- rahat
- 阿́1́is. 安静, 安逸, 宁静; 舒适, 方便; 悠闲, 自在2́s.1. 安逸的, 安乐的, 悠闲的; 安宁的, 平静的, 平安的; (身体上)适意的: Ödevimi bitirdiğim için rahatım. 我的作业做完了, 因此我很轻闲。Ne düşünüyorsun, çıkar da rahatla. 你有话好好说。2. 舒适的, 惬意的: \rahat bir ev 舒适的房子 \rahat bir koltuk 舒适的沙发 Kulaktan asma gözlük buruna takılandan rahattır. 双腿眼镜比夹鼻眼镜方便。Sınıfımı geçtim, rahat bir tatil geçireceğim. 我升级了, 我要过一个轻松愉快的假期。3. 自在的, 无拘束的3́zf. 安静地; 随便地, 不受拘束地; 舒适地: Bir saatte rahat varırız. 我们一个小时松松地就到了。4́ünl. 稍息!◇ \rahat batmak 日子过得过于舒坦了, 没事找事: Bu işte ona rahat battı, her gün geçimsizlik çıkarıyor. 他日子过得太舒坦了, 每天非要找点儿别扭。\rahat bırakmamak 打搅; 使烦恼; 折磨; 骚扰, 扰乱: Beni bir saat bile rahat bırakmıyor. 他都不能让我安静一会儿。\rahat bir soluk almak 轻松起来, 轻松一会儿, 定定地喘口气 \rahat döşeği 1) 停尸床 2) 安乐窝(指去世者的家) \rahat döşeğinde 临死的时候, 弥留时 \rahat döşeğinde ölmek 死在自己家里: Birçok gemicilere rahat döşeğinde ölmek nasip olmaz. 对于许多船员来说, 死在自己的家里是一种福份。\rahat durmak 1) 稍息: Rahat dur. 军́ 稍息! 2) 不淘气, 不胡闹: Çocuğum, rahat dur! 孩子, 别淘气! 3) 平安地生活, 安宁地生活, 安静地生活 \rahat duruş 体́ 稍息 \rahat etmek 1) 舒适, 方便; 悠闲, 安逸, 自在, 休息, 休养; 平静, 停息: Sandalyede rahat ediyorum. 我坐在椅子上养神。Koca evi buldular ya, kilimi kebeyi sermişler, rahat edip duruyorlar. 他们找到了一所大房子, 安置停当, 舒舒服服地住了下来。 2) 感到无拘无束 \rahat kıçına batmak 身在福中不知福 \rahat olmak 舒适; 安心; 无忧无虑 \rahat \rahat 1) 轻松地; 自由地, 不受任何拘束地: Sen sabahtan akşama kadar rahat rahat oturyoursun, ben kafa patlatıyorum. 你一天到晚养尊处优, 我得操碎了心。 2) 开阔地, 宽敞地 \rahat ve huzur içinde yaşamak 生活在和平与安宁之中 \rahat vermemek 打搅; 使烦恼; 折磨; 骚扰, 扰乱 \rahat yüzü gördürmemek 不让片刻安宁 \rahat yüzü görmemek 不得安宁 \rahata kavuşmak 得到安静 \rahatı kaçmak 失去安宁 \rahatı kalmamak 失去宁静, 失去悠闲 \rahatına bakmak 只关心自己的安逸 \rahatını bozmak 破坏安宁: Rahatınızı bozmayınız. 请放心!请别费心!◆ Rahat ararsan mezarda. 人死方能无忧。Rahat mısınız? Hiç rahat değilim. 1) 您过得舒适吗?我过得一点都不舒适。 2) 您心境好了吗?一点儿都不好。 3) 您身体好吗?一点儿都不好。Rahatına bak. 请随意!
Türkçe-Çince Sözlük. 2014.